Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılının ikinci çeyreğine ait yapı ruhsatı istatistiklerini açıkladı. TÜİK'in yeni metodolojisiyle, istatistiklere tüm yetkili idarelerin verileri dahil edildi ve mevsimsel düzeltme uygulanmaya başlandı. Bu durum, 2010 yılından itibaren geçmiş verilerin revize edilmesine neden oldu. Yeni uygulama ile daha kapsamlı ve güvenilir verilere ulaşılmış oldu. Veriler, mevsimsel ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak da sunuldu.
Yapı Ruhsatlarında Büyük Artış
İkinci çeyrekte, bir önceki yılın aynı dönemine göre yapı ruhsatı alan bina sayısı %47,4, daire sayısı %90,3 ve yüz ölçümü %61,8 artış gösterdi. Bu artış, konut sektöründeki canlanmayı gösteriyor. Toplam yüz ölçümünün %85,1'i belediyeler, %14,9'u ise diğer yetkili idareler tarafından verilen ruhsatlara ait. İki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar, 40,3 milyon metrekare ile en yüksek yüz ölçüm payına sahip oldu (%74). Sanayi binaları ve depolar ise 5 milyon metrekare ile ikinci sırada yer aldı. Bu veriler, hem konut hem de ticari inşaat sektörlerindeki hareketliliği yansıtmaktadır. Ülke genelindeki inşaat faaliyetlerinin ivme kazandığını gösteren bu sonuçlar, sektörün geleceği açısından oldukça önemlidir.
Yapı Kullanma İzinlerindeki Durum
Yapı kullanma izin belgelerinde ise bina sayısı %18,1, daire sayısı %44,3 ve yüz ölçümü %30,2 arttı. Belediyeler, toplam yüz ölçümünün %85,5'ini oluştururken, diğer yetkili idareler %14,5'ini oluşturdu. İki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar, 18,4 milyon metrekare ile en yüksek yüz ölçüm payına ( %67,5) sahip oldu. Bunu 3,5 milyon metrekare ile sanayi binaları ve depolar takip etti. Bu veriler, tamamlanmış inşaat projelerindeki artışı göstermektedir.
Mevsimsel Düzeltmelerle Daha Net Görünüm
Takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre, yapı ruhsatı verilen bina sayısı %45,4, daire sayısı %87,4 ve yüz ölçümü %59,3 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerde ise bu artışlar sırasıyla %21,7, %44,1 ve %33,5 olarak gerçekleşti. Yapı kullanma izin belgelerinde de benzer artışlar gözlemlenmiştir. Bu verilerin mevsimsel ve takvim etkilerinden arındırılması, daha net ve gerçekçi bir tablo ortaya koymuştur.