Geçen hafta küresel piyasalarda İsrail-İran geriliminin azalmasıyla risk iştahı arttı. Ancak, temel makroekonomik endişeler, özellikle enflasyon ve büyüme konusunda belirsizlikler devam ediyor. Gözler şimdi ABD'den gelecek verilere çevrildi; özellikle Fed'in faiz kararlarını etkileyecek olan istihdam verileri yakından takip edilecek. Jeopolitik risklerin hafiflemesiyle birlikte, yatırımcılar ABD'nin enflasyonla mücadelesi ve AB ile devam eden tarife müzakerelerine odaklandı. ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell'ın Kongre'deki açıklamaları piyasalarda faiz indirimi beklentilerini artırdı. Powell, enflasyonun tahminlerin altında kalması ve iş gücü piyasasının zayıflaması durumunda daha erken faiz indirimine gidilebileceğini belirtti. Ancak, enflasyonun güçlü kalması veya iş gücü piyasasının güçlü görünümünü koruması durumunda bu durumun daha ileri bir tarihe ertelenebileceğinin de altını çizdi. Piyasalarda eylül ayı için faiz indirimi fiyatlanmaya devam ederken, temmuz ayı için de beklentiler oluştu.

ABD'de Beklentileri Şekillendirecek Veriler

Gelecek hafta, ABD'de açıklanacak olan veriler piyasaları önemli ölçüde etkileyebilir. Özellikle çarşambaya denk gelen ADP özel sektör istihdam raporu ve perşembe açıklanacak olan tarım dışı istihdam rakamları ve işsizlik oranı, Fed'in gelecekteki adımlarını belirlemede kilit rol oynayacak. İş gücü piyasasında beklenenden daha hızlı bir soğuma, ilk faiz indiriminin temmuz ayına çekilmesi olasılığını artıracaktır. Bu verilerin yanı sıra, imalat sanayi PMI, ISM imalat sanayi PMI, dış ticaret dengesi, haftalık işsizlik maaşı başvuruları, hizmet sektörü PMI, fabrika siparişleri ve dayanıklı mal siparişleri de yakından takip edilecek. Bu veriler, ABD ekonomisinin sağlığını ve enflasyon eğilimini daha net bir şekilde ortaya koyacaktır. Veriler beklenenden farklı gelmesi durumunda piyasalarda dalgalanmalar yaşanabilir.

Borsalar Rekor Tazeledi, Ancak Riskler Devam Ediyor

Geçen hafta New York borsasında Nasdaq, Dow Jones ve S&P 500 endekslerinde güçlü yükselişler gözlemlendi. Nasdaq ve S&P 500 endeksleri tarihi zirvelerine ulaştı. Bu yükseliş, ABD tahvil faizlerindeki düşüş ve dolar endeksindeki gerileme ile desteklendi. Altın ve Brent petrol fiyatlarında ise düşüş yaşandı. Nvidia'nın piyasa değerinin artmasıyla dünyanın en değerli şirketi olması da piyasalara olumlu yansıdı. Ancak, enflasyon, büyüme ve jeopolitik riskler gibi belirsizlikler devam ettiği sürece, piyasalardaki bu olumlu seyrin sürdürülebilirliği sorgulamalarını beraberinde getiriyor.

Küresel Piyasalardaki Diğer Gelişmeler

Avrupa borsaları da geçen hafta olumlu bir seyir izledi. NATO zirvesi ve AB ile ABD arasındaki tarife müzakereleri piyasaların yönünü etkileyen faktörler arasında yer aldı. Almanya, savunma harcamalarını artırmayı ve ekonomisini canlandırmayı hedefleyen yeni bütçe planını açıkladı. Asya borsaları ise Orta Doğu'daki gerilimin sona ermesi ve teknoloji sektöründeki yükselişle olumlu performans gösterdi. Çin ve ABD arasındaki ticaret anlaşmasının sonuçlanması da bölgedeki risk iştahını artırdı. Ancak, Çin'de sanayi şirketlerinin karlarında yaşanan düşüş, makroekonomik verilerin bölgedeki yatırımcıların odağında olduğunu gösterdi. Yurt içinde ise BIST 100 endeksi yükselirken, gözler haziran ayı enflasyon verilerine çevrildi. SPK'nın açığa satış yasağı ve diğer önlemler 29 Ağustos'a kadar uzatıldı.